a. Kavimler Göçü Çi-Çi nin ölümünden sonra Kırgız bozkırlarında (Aral Gölü ve Güney Kazakistan) toplanan Hunlar, buralarda yaşayan Türk boylarıyla birleşerek güçlendiler. Avrupa Hunlarının ataları olan bu topluluklar 350 yıllarında batıya yöneldiler. ilk olarak Aral Gölü ve Hazar Denizi nin kuzeyindeki Alan ülkesini ele geçirdiler. ilerlemelerini sürdüren Hunlar 375 yılında itil (Volga) Nehri ne ulaştılar. Bu tarihlerde Hunların başında Balamir adında bir hakan bulunuyordu. Balamir in idaresinde Volga dan batıya doğru ilerleyen Hunlar, önce Ostrogotları yendiler. Daha sonra da Vizigotları yenip, onların topraklarını ele geçirdiler. Doğudan batıya uzanan bu Hun akını, Avrupalıların barbar adını verdiği Cermen kavimlerini (Franklar,
Angıllar, Saksonlar, Vandallar, Burgordlar, Lombardlar ve Gepidler) yerlerinden ederek Roma mparatorluğu nun topraklarını alt üst eden bir kavimler hareketine neden oldu. Barbar kavimlerinin yer değiştirmesine ve Avrupa nın etnik yapısının değişmesine neden olan bu büyük olaya tarihte Kavimler Göçü denir (375).
Sonuçları:
Hunların neden olduğu Kavimler Göçü; gerek Türk tarihi, gerekse Avrupa tarihi yönünden önemli sonuçlar meydana getirmiştir. Bu sonuçlardan bazıları şunlardır:
- Barbar kavimlerin topraklarına girmesini önleyemeyen Roma imparatorluğu, Batı ve Doğu Roma imparatorluğu olarak 395 yılında ikiye bölündü.
- 476 yılında Batı Roma imparatorluğu yıkıldı.
- Avrupa, yüzyıla yakın bir süre karışıklık içinde kaldı.
- Çeşitli kavimlerin kaynaşması sonucunda yeni milletler ortaya çıktı. (ispanyollar, ingilizler)

Kuzey Hunları Çungarya dan Orhun a kadar olan bölgeyi, Güney Hunları ise Çin Seddi nin kuzeyindeki topraklara sahip oldular. Kuzey ve Güney Hunları arasındaki en önemli fark, Güney Hunlarının Çin e tabi olmasına karşılık, Kuzey Hunlarının bağımsızlıklarını korumak için mücadele etmeleridir. Çin ordularının ve doğudan da Siyenpiler in saldırıları Kuzey Hunlarını iyice zayışattı ve 156 yılında Siyenpiler tarafından yıkıldılar..
- Günümüz Avrupa devletlerinin birçoğunun temelleri bu dönemde atıldı. (Fransa, ingiltere, ispanya vb.)
- Avrupa daki krallıkların sürekli savaş ve yağmaların etkisiyle eski güçlerini yitirmeleri, feodalite rejiminin ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
- Barbar kavimleri arasında Hristiyanlık hızla yayılmaya başladı.
- Avrupa ya yerleşen Türkler, buralarda çeşitli devletler kurdular. (Avrupa Hun Devleti, Avar Devleti vb.)
- Bazı tarihçilere göre bu olay, ilk Çağ ın sonu Orta Çağ ın başlangıcı kabul edildi. Tarihçilerin bir bölümü Roma nın ikiye ayrılışını (395) veya Batı Roma nın yıkılış tarihini (476) Orta Çağ ın başlangıcı olarak kabul ediyorlarsa da bu görüş pek geçerli değildir. Çünkü bu iki olayın meydana gelmesinin tek sebebi Kavimler
Göçü dür. Bu yüzden Kavimler Göçü nün gerçekleştiği 375 tarihini ilk Çağ ın sonu olarak kabul etmek daha doğru bir yaklaşımdır.
Uldız Dönemi :
Avrupa Hun Devleti nin dış politikası Uldız zamanında belirlenmiştir. Bu politikaya göre; Bizans baskı altında tutulacak ve Cermen kavimlerine karşı Batı Roma imparatorluğu ile işbirliği yapılacaktı. Hunların Tuna boylarında görülmesi Kavimler Göçü nün ikinci büyük dalgasını başlattı. Bunun sonucunda Barbar Kavimleri Roma topraklarına girmeye başlayınca, Batı Roma Uldız dan yardım istemiştir. Uldız, bir yandan Batı Roma yı Germen (Barbar) kavimlerden kurtarmış, bir yandan da Vandal, Süev, Alan gibi Germen kavimlerini Ren Nehri ötesine, Galya ya (Fransa) göçe zorlamıştır. 409 yılında Tuna yı geçen ve Bizans a gücünü göstermek isteyen Uldız, kendisiyle barış görüşmeleri yapmak için gönderilen Bizans elçisine Güneşin battığı yere kadar her yeri zapt edebilirim diyerek meydan okumuştur. Uldız zamanında Hunlar, Orta Avrupa dan Hazar Denizi nin doğusuna kadar uzanan geniş topraklara sahip olmuşlardır. Onun çalışmaları sonucunda Hunlar, V. yüzyılda merkezi otoriteye sahip kuvvetli bir devlet olarak ortaya çıktılar.
Uldız ın 410 yılında ölümünden sonra yerine Karaton geçti. On yıl kadar hükümdarlık yapmış olan Karaton dönemi ile ilgili bilgiler son derece azdır.
3. Avrupa Hun Devleti :
IV. yüzyılın sonlarına doğru Balamir in önderliğinde batıya doğru göç eden Hunlar, Kavimler Göçü ne neden olmuşlardı. Hunların bir kısmı Doğu Anadolu ya yönelirken, bir kısmı da Balamir in ölümünden sonra, oğlu ya da torunu olduğu sanılan Uldız ın liderliğinde Karpat dağlarını aşıp Macaristan a girerek Avrupa Hun Devleti ni kurdu.
Rua Dönemi :
Karaton dan sonra 422 yılında, Hun hükümdar ailesine mensup dört kardeşten biri olan Rua ülkeyi diğer kardeşleri Muncuk, Oktar ve Aybars ile birlikte yönetti. Rua, Bizans ın Hun ordusunu isyana kışkırtmak ve bağlı kavimleri Hunlardan ayırmak amacıyla, Hun topraklarına gönderdiği casusları bahane ederek Bizans üzerine bir sefer düzenledi (422). Hiç bir direniş gösteremeyen Bizans, ağır bir vergiye bağlandı. Bu sırada Batı Roma, iç karışıklıklar içinde bulunuyordu. Bu durumdan yararlanmak isteyen Bizans imparatoru II. Theodosius (408 – 450) italya üzerine ordu ve donanma gönderdi. Bu gelişmeler sonucunda Batı Roma Rua dan yardım istedi. Hun hükümdarı Rua da, 60 bin kişilik bir kuvvetle italya üzerine yönelince, II. Theodosius savaşmayı göze alamadan çekilmek zorunda kaldı. Buna rağmen Bizans, fırsat buldukça Hun idaresinde yaşayan toplulukları kışkırtmaktan da geri durmuyordu. Bunun üzerine Rua, Bizanslı tüccarların Hun ülkesinde ticaret yapmalarını ve ücretli asker toplamalarını yasakladı. Bizans üzerine yapacağı yeni bir sefere hazırlanırken 434 yılında öldü. Yerine kardeşi Muncuk un oğlu Attila geçti.
Atilla Dönemi :
Rua dan sonra Hunların başına Attila ve kardeşi Bleda birlikte geçtiler (434). Attila, babasını küçük yaşta kaybettiğinden dolayı amcası Rua nın yanında yetişmiş, birlikte savaşlara katılmış, devlet yönetimini ve Hun siyasetini öğrenme fırsatı bulmuştu. Her ne kadar büyük kardeşi Bleda ile tahtı paylaşmış ise de, tüm yetkiler Attila da olmuştur. Attila, Hun-Bizans ilişkilerini yeniden düzenlemek istiyordu. 434 yılında Attila nın, Rua nın Bizans üzerine yapmayı düşündüğü ve yapamadığı sefer için hazırlıklara başladığını öğrenen Bizanslılar, ona barış elçileri gönderdiler. Hun hükümdarı Attila da elçileri, Tuna ve Morova nehirlerinin birleştiği yerde bulunan Margos Kalesi önünde karşıladı. Attila isteklerini, barış koşulları olarak yazdırdı. Böylece 434 yılında Bizans ile
Margos Antlaşması imzalandı.Antlaşmaya göre;
- Bizans, Hunlara ödemekte olduğu vergiyi iki katına çıkaracak,
- Bizans, Hunlara bağlı kavimlerle görüşmeler ve antlaşmalar yapmayacak,
- Ticari ilişkiler sınır kasabalarında devam edecek,
- Bizans, elinde bulundurduğu Hun esirlerini iade edecekti.
Bleda nın 445 yılında ölmesi üzerine Attila tek başına Hun hükümdarı oldu. Attila nın amacı, Doğu ve Batı Roma imparatorluklarını egemenliği altına almaktı. Attila nın Batı Roma ya Yardımı Attila, Margos Antlaşması ndan sonra ülkenin doğu bölgesini denetimi altına aldı. Volga boylarındaki Ak- Oğurların ayaklanmalarını bastırarak itaat altına aldı (435). Bu sırada iç karışıklıklar içinde bulunan Batı Roma, Hunlardan yardım istedi. Romalı komutan Aetyus a yardıma gelen Hun birlikleri isyanları bastırdı. Oktar komutasındaki bir Hun ordusu Burgondlara karşı büyük bir zafer kazandı (436). Bu savaş ile ilgili
olarak zamanla efsaneler türemiş ve Almanlar ın ünlü Nibelungen destanlarının konusunu Hun-Burgond mücadelesi oluşturmuştur.
Attila nın Seferleri
I. Balkan Seferi (441 – 442)
Bizans ın Margos Antlaşması nın şartlarına uymaması, Bizanslı tüccarların ticari ilişkilerde sahtekârlık yaparak Hunları aldatmaları üzerine Attila, Bizans üzerine sefere çıktı. Doğu Trakya ya kadar ilerleyen Hun ordusundan çekinen Bizans barış istedi (442). Yapılan bu antlaşmaya göre; Bizans ödemekte olduğu vergiyi artıracaktı. Ayrıca bazı sınır kaleleri ile Tuna boyundaki kaleleri ele geçiren Attila, böylece Balkanlar ın yolunu Hun ordularına açtı.
II. Balkan Seferi (447) :
Bizans ın, Hun kaçaklarını geri vermekte ağır davranması, Hun yönetimindeki
bazı Germen kavimlerini kışkırtması, yıllık vergisini ödemek istememesi gibi nedenlerden dolayı Attila, yeniden Bizans üzerine sefere çıktı (447). ikiye ayrılan Hun ordusunun bir kolu Yunanistan a girip Teselya ya kadar ilerledi. Attila nın yönetimindeki diğer kol ise Sofya, Filibe ve Lüleburgaz şehirlerini ele geçirip Büyük Çekmece önlerine kadar sokuldu. Bizans imparatoru II. Theodosius barış istemek zorunda kaldı. Bizans elçisi Anatolyos ile Attila arasında yapılan bu antlaşmaya Anatolyos Antlaşması denir.
Buna göre;
- Bizans, ödediği yıllık vergiyi üç katına çıkaracak,
- Bizans, savaş tazminatı ödeyecek,
- Niş de bir ortak pazar kurulacak,
- Tuna nın güneyinde beş günlük mesafedeki yerler askerden arındırılacaktı.
Batı Roma (Galya) Seferi (451) :
Bizans üzerinde kesin egemenlik kurduğuna inanan Attila, bu sefer de Batı Roma ya yöneldi. Batı Roma üzerine yapacağı sefere bir bahane bulması gerekiyordu. Kendisine daha önce bir nişan yüzüğü gönderen imparator II. Valantien in kız kardeşi Honoria nın (Honorya) teklifini kabul ettiğini bildirdi. Çeyiz olarak da imparatorluğun yarısını istedi. Bu isteğinin kabul edilmemesini savaş sebebi sayan Attila Batı Roma seferine çıktı. iki ordu, Batı Roma nın asker deposu sayılan Galya nın Katalon Ovası nda karşılaştı. Batı Roma ordusunun başında Aetyus (Aetius) adında bir komutan bulunuyordu. Yapılan savaş çok şiddetli geçti. Bir gün boyunca kıran kırana süren savaşın galibi belli değildir. Ancak bu savaştan sonra, Romalı General Aetyus un gözden düşmüş olması ve bir yıl sonra Roma üzerine yürüyen Attila nın karşısına askerî bir güç çıkaramamaları, Batı Roma imparatorluğu nun asker deposu durumunda olan Galya yı saf dışı bıraktığının delilidir. Attila nın karşısına Roma ordusunun çıkmaması, Romalıların bu savaşta çok büyük kayıplar verdiklerinin bir kanıtıdır.
italya Seferi (452) :
Attila, zaman geçirmeksizin destekten mahrum kalan ve iyice gözden düşen
italya ya, 452 yılında yüzbin kişilik bir orduyla Alpleri aşarak girdi. italya, Attila nın karşısına bir ordu çıkaramadı. Roma Senatosu büyük bir korku içine düştü ve hemen barış görüşmeleri için, Papa I. Leon başkanlığında bir heyeti Attila ya gönderme kararı aldı. Papa I. Leon, Attila dan tüm Hrıstiyanlık dünyası adına Roma yı bağışlamasını istedi. Attila eski bir uygarlık merkezi olan Roma yı tahripten kaçınıp, Papa nın ricasını kabul etti ve geri döndü. Attila, Bizans ı ve Batı Roma yı etkisiz hale getirdikten sonra, yönünü iran daki Sasanî imparatorluğu na çevirdi. Bu devletinde egemenlik altına alınması ile Hunlar dünya egemenliğini gerçekleştirebileceklerdi. Ancak, Attila italya seferi dönüşünde 453 yılında öldü ve bu seferini gerçekleştiremedi. Attila öldüğünde, Hun sınırları batıda Danimarka ve Ren Nehri ne, doğuda ise itil (Volga) Nehri ötesine uzanıyordu. Attila, tarihin yetiştirdiği büyük devlet adamlarından biridir. Onun adı günümüze
kadar dillerden düşmemiş, onun adına operalar bestelenmiş, filmler çevrilmiş, resimleri ve heykelleri yapılmıştır. O, güçlü bir iradeye sahipti. Ciddi ve büyük işler yapmaya yetenekli, sadeliği seven ve mütevazı bir hükümdardı.
Avrupa Hun Devleti nin Yıkılışı:
Attila öldüğü zaman arkasında ilek, Dengizik ve irnek adlarında üç oğul barakmıştı. Yerine geçen oğulları, devlet idaresinde başarılı olamadılar. Taht için yapılan kavgalar Hunları zayıf düşürdü. ilk olarak Hunların başına geçen ilek, ayaklanan Germen kavimleriyle savaşırken öldü (454). Yerine geçen Dengizik ise zeki idi fakat siyasî yönden yeterli değildi. Doğu Roma ile yapılan bir mücadelede o da öldü (469). irnek, Hunların Batı ve Orta Avrupa da tutunmalarının mümkün olmadığını anlamıştı.
Bu nedenle Hunların büyük bir kısmı ile Karadeniz in kuzeyindeki geniş düzlüklere çekildi. Hunların bir kısmı buradan Orta Asya ya geri döndü. Bir kısmı ise Avrupa ya doğru ilerleyen Avarlara katıldı. irnek idaresindeki bu Hun topluluğu daha sonraları Bulgarların ve Macarların devlet olarak ortaya çıkışında önemli rol oynadılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder